Toplam Ziyaretçi Sayısı : 134.497    Bugünkü Ziyaretçi Sayısı : 368    Son Güncelleme Tarihi : 02.02.2024
Tel : 0216 345 35 25

Türkiye Körler Federasyonu Genel Kurul Sürecine İlişkin Derneklere Son Açıklamamızdır.



TÜRKİYE KÖRLER FEDERASYONU ÜYE DERNEKLERİNİN GENEL BAŞKANLIKLARINA.

Derneğimizce, Türkiye Körler Federasyonu'nun 20. Olağan Genel Kuruluna ilişkin, sürecin şekillendirilmesine katkı amaçlı, 25 kasım 2015 gününden bu yana sürdürdüğümüz çalışmalar ve tüm derneklerle yapmış olduğumuz paylaşımları, aşağıdaki açıklamalarla noktalıyor, bundan böyle, konuyla ilgili çalışmaları, ilgi gösteren taraflarla paylaşımları doğrultusunda çalışarak, ikili biçimde sürdüreceğimizi, tüm derneklere bildirmekteyiz.

1. Başlangıçta ilan ettiğimiz gibi, derneğimiz, dışımızdan gösterilecek bir adayın üzerinde mutabakatın sağlanması halinde, bu adayı destekleyeceğini ve adayın istemi doğrultusunda hareket edeceğini duyurmuştu.

Dönem içerisinde, sadece Altınokta Körler Derneği tarafından Turhan İçli aday gösterilmiş, önce 4 derneğin mutabakatıyla, adaylığın geçerli olacağı duyrulmuş ise de, sonra bu kriterden vazgeçilerek, %75'lik güçlerine dayanarak bu adayı gösterdikleri açıklamasını yapmışlardır.

Bu bağlamda, derneğimiz elbette Turhan İçli'nin adaylığını öncelikle değerlendirmiş, ancak, anlaşılmaz bir yöntemin izlenmesi sonucu, mutabakatın varlığı, yahut yokluğu tarafımızca açığa kavuşturulamamıştır. Şu kadar ki: Altınokta Körler Derneği'nin, genel kurula katılma hakkına sahip olan, 300 delegenin 157'sine sahip olduğu göz önünde bulundurulduğu ve düz mantıkla, tüm delegelerin de, derneği tarafından gösterilecek adayı destekleyecekleri var sayıldığında, mutabakata ihtiyaç olmaksızın Turhan İçli'nin başkan seçileceği sonucuna erişilebilmektedir.

Bu bağlamda derneğimiz, gelecek döneme ilişkin taşımakla yükümlü olduğunu düşündüğü birinci derece sorumluluktan kurtulmuş ve sürecin bundan sonraki aşamalara ait sorumluluğun Altınokta Körler Derneği ve adayına ait olduğunu bilmektedir.

2. Dolayısıyla, bundan sonraki süreci derneğimiz, ilke ve düşüncelerini paylaşan derneklerle ve yöneltilen talepler çerçevesinde, yükümlülüklerini yerine getirerek sürdürecektir.

3. Kuşkusuz bu durum, sürece ilişkin söz ve karar alma haklarımızı kullanmayacağımız, süreci değerlendirmeyeceğimiz anlamına gelmemektedir.

4. Zira: Dernek olarak, dayatılmaya çalışılan (%75'lik) çoğunlukçu anlayışa karşı, çoğulculuğa ve çok sisliliğe inanmaktayız ve bizim için, örgütün %1'lik kesiminin hakları, en az diğerleri kadar değerlidir. Öte yandan, bu duyguya kapılmış çoğunluk, umarız konjonktürel güç zehirlenmesi hastalığına tutulmaz.

5. Bu anlayış çerçevesinde, Altınokta Körler Derneği'nin 30.12.2015 günlü yazısını da, sorulan sorulara cevap vermek suretiyle, aydınlanmaya katkı sağlamak yerine, niyet okuyculuğu anlamında kullanılması, gücü pekiştirici ve hakir görücü bir uslubün benimsenişi bakımından, olumlu bir katkı olarak görmemekteyiz.

6. Bu nedenle, hezeyanın dışında kalmak adına, yazının içerisindeki negatif unsurlarla ilgilenmeden, tarafımıza yöneltilmiş eleştiri ve sorulara cevap vermekle yetinip, taktiri, camiaya bırakacağız.

Bu bağlamda:

A) Engelliler Konfederasyonu Başkanı, " ilkelerden çok çıkara yöneldiği" şeklinde itham edilmektedir. Her ne kadar Sayın Ahmet Cantürk 26 Aralık 2015 Cumartesi günü akşamı yapılan Altınokta Körler Derneği ve Türkiye Görme Engelliler Derneği heyetleri ortak toplantısında bu sözlerle Turhan İçli'nin suçlanmadığını, Konfederasyonun ilkelerinden çok Konfederasyonun çıkarlarına yönelme olduğunun söylenmek istendiğini ileri sürmüşse de, söz konusu cümleden bu anlamın çıkmayacağı açıktır. Eleştirisiyle ilgili olarak cevabımız: Tartıştığımız mesele, elbette Turhan İçli'nin kişiliği ve özeli değildir. Tartışmaya konu olan şey, yönetmiş olduğu kurumlardaki yönetim anlayışıdır. Konuyla ilgili aydınlatma amaçlı yaşanmış somut örnekler burada sunulabilecektir ancak, bir yandan önceki yazımızdaki örnek olarak gösterdiğimiz bilgilerin dahi anlaşılamamışlığı, diğer yandan ise, başkan adaylığı bulunan bir kimse üzerindeki spekülasyonu dönemsel olarak, yaratmama çabamızdan, konuyla ilgili olarak, şimdilik, bu kadarını yazmakla yetinmekteyiz.

B) Görüş-Soru şeklinde sıralanan paragraflarda Türkiye Körler Federasyonu, sürekli olarak diğer derneklerle ve Avrupa Körler Birliği ile kıyaslanmaktadır. Bunun nedeni, dikkatlerimizi, tartışmanın üzerinde yoğunlaşması gereken asıl konulardan uzaklaştırmak; gereksiz ve yersiz başka konulara yönlendirmektir.

Eleştirisiyle ilgili olarak cevabımız: Zikredilen konular, camiada her kesin bilgi sahibi oluşunu değerlendirerek, açıklamalarımıza destek olarak göstermiş olduğumuz örneklerdir. Bu örneklerden hoşlanılmamışlığını anlayabiliriz ancak, bunların birer örnek olduğunun anlaşılamamasını, yadırgamaktan kaçınamamaktayız.

C) Öte yandan, Engelliler Konfederasyonu'nun sorunları, bu Konfederasyonun organlarında ve genel kurullarında tartışılmalıdır. Türkiye Görme Engelliler Derneği, yeri ve zamanı olmadığı halde Konfederasyonu tartıştırarak Ahmet Cantürk'ün 3,5 yıllık başarısızlığını gizlemeye ve tartışılmasını önlemeye çalışmaktadır. Öyle ki, Türkiye Körler Federasyonu için bin bir emekle alınan eşya piyangosu izninin neden kullanılamadığı bile açıklanamamıştır.

Eleştirisiyle ilgili olarak:

1. Yukarıda da ifade edildiği gibi, Engelliler Konfederasyonu ile ilgili bilgiler, örneklendirme amaçlı kullanılmıştı.

2. Ancak, gelecek dönemin başkanı, kısa aralıkları bir yana bıraktığımızda, Konfederasyonun kurulduğu tarihten bu yana, 8 yıldır, başkanlığını yapan kimse ise, elbette, bu konfederasyondaki çalışmalar, referans değeri taşıyacaktır.

3. Bu noktada esasen tartışılması gereken husus şudur. Turhan İçli, Türkiye Körler Federasyonu delegesi olarak, Konfederasyonda görev almaktadır. Dolayısıyla, aramızda üyelik ilişkisi bulunduğu gibi, buradan kaynaklanan hak ve sorumluluklarda bulunmaktadır. Bu cümleden olmak üzere, Turhan İçli, şayet Türkiye Körler Federasyonu'na aday olmak istemekte ise, bunu, Türkiye Körler Federasyonu'na bildirmeli, bu konuyla birlikte, Konfederasyon başkanlığının akibeti, federasyonumuzca değerlendirilebilmeliydi. Zira: Birbiriyle doğrudan ilişkili olan bu 2 örgütte üstlenilecek olan görevler, diğer yerlerdeki sorumluluklarla birlikte ele alınmalıdır. Bu bağlamda, Altınokta Körler Derneği'nin Turhan İçli'yi Türkiye Körler Federasyonu'nun yetkili organlarında görüşme yapmaksızın önermesini, bir yetki gaspı olarak görmekte, Turhan İçli'nin tavrını ise, tüm yetkilerin tek elde toplandığı tek adamcılığa yönelmek olarak, değerlendirmekteyiz. Dolayısıyla Altınokta Körler Derneği'nin Turhan İçli'yi Türkiye Körler Federasyonu'yla yapılmış ortak bir değerlendirme olmaksızın aday gösterişini, alanda, her konuda tek belirleyici olma, bilinç altının dışa vurumu olarak görmekteyiz.

4. Bu cümleden olmak üzere, 2 çatı örgütün aynı kişinin başkanlığında yürümesini desteklemiyor, tek adamcılığı kabullenmiyoruz.

5. Ayrıca, bir yandan tüm tarafların üzerinde mutabık kalmasıyla konfederasyon başkanlığı görevini üstlenmiş ve sürdürmekte olan kimsenin, geri dönerek, kendi örgütü içerisinde taraf haline gelerek seçimlere katılmasını da, kendisine beslenen güveni azaltıcı bulmaktayız.

6. Bu durum, belkide, Turhan İçli'nin adaylığını en çok irdeleten husustur. Zira: 6 dernekten 5'inin genel kurula katıldığı koşullarda, alandaki tartışmanın tarafı konumundaki biz ve Altınokta Körler Derneği'nin dışındaki 3 dernekten, ancak birisi, Turhan İçli'ye desteğini açıklamıştır. Oysa, gerçekte, Sayın İçli'ye olan desteğin, bunun çok üzerinde olacağı inancımız mevcuttur.

7. Birde, Türkiye Körler Federasyonu, gerçekten tüm çatı başkanlıklarını aynı kişide toplama mecburiyetine düşecek kadar acz içerisinde mi görmekteyiz? Bunu, bu görevi üstlenebilecek vasfa sahip tüm delegelere yöneltilmiş, bir hakaret olduğunu düşünebiliriz.

8. Ahmet Cantürk'ün durumunu değerlendirmek, bizim derneğin özel sorunu olamaz. Zira, Ahmet Cantürk'ün federasyon başkan adaylığı 5 üye dernek tarafından desteklenmiş, derneğimiz de, bunlardan biri olmuştur. Bu bağlamda, Ahmet Cantürk'ü tek başına aday göstermiş te, değildir. Kaldı ki, böyle bir durumda, Ahmet Cantürk'ün seçilmesine yetecek bir delegeyede, derneğimiz sahip olmamıştır. Diğer yandan, yönetim kurulunda en fazla temsilciye sahip olan, ya da, salt çoğunluğu elinde bulunduran bir dernekte, değiliz.

9. Bu cümleden olarak, eşya piyangosuyla ilgili yapılan eleştiriyi de, gülünç bulmaktayız. Zira: İzni almayı başaran sanki başka birileri de, kampanyanın engelleyicisi Ahmet Cantürk gibi, sunulmaktadır. Başarı olarak kabul edilen izni alanda, piyango kampanyasını gerçekleştiremeyen de, aynı başkan ve yönetim kuruludur. Bu nedenle, konuyla ilgili yapılan eleştiriyi, gündelik hesaplara hizmet etmesi gereken bir polemik olarak görmekteyiz.

D) Derneğimizin yazısının Türkiye Körler Federasyonunun son üç buçuk yılını değerlendiren bölümüne ilişkin olarak Türkiye Körler Federasyonu yerine Engelliler Konfederasyonunun, Ahmet Cantürk yerine Turhan İçli'nin konulması halinde neyin değişeceği yönündeki soru, izansızlıkta, ölçüsüzlükte ve ciddiyetten uzaklıkta nerelere varıldığını göstermesi bakımından son derece önemlidir. Böyle bir karşılaştırmanın yapılamayacağını düşünmekteyiz. Söz gelişi Türkiye Körler Federasyonunun borçlu olduğu yerine, Engelliler Konfederasyonunun borçlu olduğunu, Türkiye Körler Federasyonunun mücadele etmediği tespitinin yerine Engelliler Konfederasyonunun mücadele etmediğini, Türkiye Körler Federasyonunun proje yapmadığı yerine, Engelliler Konfederasyonunun proje yapmadığını … söylemek mümkün değildir. Böyle bir iddia, gerçeğe bağlılık duygusunun yerini, gerçekleri ört-bas etme tutumunun aldığını, en hafif deyimle, Türkiye Görme Engelliler Derneği'nin Konfederasyonun etkinliklerinden bihaber olduğunu göstermektedir. Yakın tarihimizde yapılan basın toplantıları, yürüyüşler, kitlesel Meclis ziyaretleri, açlık grevleri, yaklaşık bin kişinin katıldığı 10 Mayıs eylemi, uluslararası kongreler, çalıştaylar ve projeler… ne çabuk unutulmuştur?

Eleştirisine ise,:

1. Bu dönemki federasyon yönetim kurulunun karşı karşıya kaldığı borçlar, kendisinin neden olduğu borçlar mıdır? Yoksa, devredilmiş yılların birikimi borçlar mıdır? 2006 yılından itibaren apartman aidatından, sosyal güvenlik pirimine, uluslar arası örgütlerin aidatından, personel alacaklarına kadar ki, borçları, mevcut yönetim mi yapmıştır? Şayet sorgulama bu biçimde yapılacak ise, bu sorunların meydana geldiği yönetim kurullarındaki, tarafların yer alış sürelerini kıyaslamamız gerekir. Kaldı ki, dönem içerisinde devralınmış borçlar azaltılmıştır. Ayrıca, borçların bitirilmesi mümkün olsaydı dahi, kuzuyu yeme arzusundaki kurdun şehveti kırılmayacaktı.

2. Mücadele konusuna geldiğimizde, Sanki Engelliler Konfederasyonu'nda, Türkiye Körler Federasyonu'nun dışında, etkin bir güç varmış gibi, davranılmaktadır. Oysa, Konfederasyondaki mücadeleyi mümkün kılan, federasyonumuzun kadrolarıdır ve, konfederasyon ile, federasyon arasındaki tüzükle yapılmış görev dağılımının gereği olarak, çatı örgüt konumunda kalan konfederasyona bu görev düştüğü için, görünüm böyle gerçekleşmektedir.

3. Proje konusuna gelindiğinde, bunun engelleyicisinin önceki yıllardan devreden borçlar ile, federasyonun devam eden rutin giderleri olduğu açıktır. Kaldı ki, proje yapma konusunda, Türkiye Körler Federasyonu, pekte geride kalmamıştır. Aradaki fark, federasyon projelerinin genelinin kabulünün sağlanamamış olmasıdır. Ancak, iş bu bahisten açıldığında, Türkiye Körler Federasyonu'nun, 2015 aralık ayında tanzim ederek, girişimini tamamlamış olduğu, 143500 Euro değerindeki gerçekleşebilecek projenin gelecek döneme artı bir değer olarak devredildiğini, şayet, hibe sağlayıcı kuruluşun çalışmasını makul süre içerisinde gerçekleştirilmişliği mümkün olmuş olsaydı, yaklaşık 450000 liralık hazır bir kaynağın, bu genel kurul esnasında bulunacağını da, hatırlamalıyız. Kim bilir? Bu proje, belki, bazı yüreklenmelere de, vesile olmuştur.

4. Ayrıca, Konfederasyon etkinliklerine, düzenli olarak, gücü ölçüsünde, federasyon üzerinden katılan tek örgütün derneğimiz olduğu da, şüphe götürmez. Zira, diğer dernekler, ya federasyonun baypas edilmişliğinden, ya da, etkinliğin gündemlerine giremeyişinden, sistem dışında hareket etmişlerdir.

E) Türkiye Görme Engelliler Derneği, yazısında, Altınokta dışında 3 derneğin desteğini alamamamız halinde adaylıktan çekileceğimiz ve aday göstermeyeceğimiz yönündeki değerlendirmemizi, derneklere yönelik bir tehdit ve şantaj olarak nitelendirmektedir. Oysa, kendileri Ahmet Cantürk'ü aday gösterirken, derneklerin çoğunluğunun desteğini talep etmekte; bu desteğin açık bir biçimde ilan edilmesini istemekte; aksi halde oluşturulacak yeni yönetimde asgari oranda bulunacaklarını ilan etmektedirler. Bu tehdit ve şantaj olmuyor; ama Altı Nokta'nın tutumu, tehdit ve şantaj olarak sunuluyor. İşte size, çifte standardın şahikası!

Eleştirisiyle ilgili olarak:

1. Türkiye Görme Engelliler Derneği, böyle bir desteği alamadığında, zaten kazanma şansına sahip olmayacak bir aday göstermiş olacaktı. Bu desteğin teminiyle, adaylığı anlamlı hale dönüştürmüştür.

2. Şayet bu destek alınamamış olsaydı, keyfiyetimize bağlı olmaksızın, Ahmet Cantürk seçilemeyecekti.

3. Oysa, Altınokta Körler Derneği'nin buna ihtiyacı yoktu ve sonuç arzu edilen gibi gerçekleşmediğinde de, kriter değişikliği ile, adaylık sürdürülmektedir.

4. Özetle, Ahmet Cantürk'ün adaylığı için elzem olan şey, Sayın İçli'nin adaylığının şartı haline getirilmişti ki, sonunda, doğru bir yöntemle, bu yaklaşımdan vazgeçilmiştir.

Sonuç olarak:

1. Seçildiği Engelliler Konfederasyonu başkanlığı ile, federasyon üyesi dernekler arasında tarafsız ve dernekler üstü bir konuma erişen Turhan İçli, yeniden federasyon içerisinde taraf olmaya karar verdiğinden, bu göreviyle ilgili durumu gözden geçirerek, ivedi biçimde bir açıklama yapmalıdır. Hatta, genel kurulda alınabilecek olası bir istenmeyen sonuç, konfederasyon çevrelerinde, farklı maksatlarla değerlendirilebilecektir. Ayrıca, bu durum, gerçekten, bir tercihin gereği olarak tarif edilerek, federasyonumuzun tek adama mahkum olduğu düşüncesi ve prestij kaybına engel olunmalıdır.

2. İzlenecek politika, genel kurula katılma hakkı bulunan tüm derneklerin güç ve istekleri ölçüsünde, yönetim kurulunda görev almalarına imkan sağlamalıdır. Aksi taktirde, tabanda ortaklaştırılamamış öncelik ve sorunların yanı sıra, dernekler arasında kopukluklar ve bilgi eşitsizlikleri yaşanacak, diğer yandan ise, %75 ile de olsa, elde edilecek olan iktidarın, ötekileştirdiklerine, zarar veren uygulamaları olabilecek, federasyon, gerçek gücünün altında kalan bir kadroyla çalışmak durumuna düşecektir.

3. Mevcut yönetim kurulunda, inisiyatif almış ve dernekler arası tarafsızlığıyla, kabul görmüş kadroların, dernek gözetilmeksizin, göreve devam etmelerinin imkanları sağlanmalı, bunun gözetilmemesinin, daralan kadroda israfa kaçmak olarak algılanmasını önermekteyiz.

4. Dernek olarak, Türkiye Körler Federasyonu'nun, konjonktürel etkilerden en az zararla çıkması, kurumsallaşma konusunda yoluna devam edebilmesi için, gerçekçi davranan tüm taraflarla işbirliği yaparak katkı vereceğimizi, bu bağlamda, bize düşecek tüm görevleri hakkımız olduğu taktirde almaya çaba sarf edeceğimizi, yaratılabilecek dönemsel algılara itibar etmeyeceğimizi,

Tüm üye dernek, delege, dernek üyeleri ve sempatizanlarına duyurur,

Başarılı bir genel kurulun gerçekleşmesini dileriz.