Toplam Ziyaretçi Sayısı : 138.948    Bugünkü Ziyaretçi Sayısı : 1    Son Güncelleme Tarihi : 01.04.2024
Tel : 0216 345 35 25

Milli Eğitim Bakanı Sayın İsmet YILMAZ'a Açık Mektup!..

Ocak 2016'da talihsiz bir olay yaşanmış ve ben de bunu kaleme almıştım. Önce sizlere olayı kısaca hatırlatmak istiyorum; Reyhan Arısoy Levent, Boğaziçi Üniversitesi Matematik Bölümü mezunu… 17 yıl öğretmenlik yapan Reyhan Hanım, 2010 yılından beridir de İzmir'in Karabağlar ilçesindeki Duğrallar İlkokulu'nda İngilizce Öğretmenliği görevini yürütüyordu.

Öğrencilerini çok seven ve onların iyi bir birey olması için gayret eden bu çalışkan öğretmeni, meslektaşlarından ayıran özelliği ise görme engelli olmasıydı.

Bu özel durum bazı velileri rahatsız etmiş ve Reyhan Öğretmen'in engelinden dolayı yetersiz olduğunu, derslerinin verimsiz geçtiğini ve güvenlik zafiyeti yaşandığını iddia etmişlerdi. Bunu ispatlamak için de sınıfa "izinsiz girip" ders esnasında gizli kamera ile öğretmeni ve öğrencilerini görüntüleyip sosyal medyada yayımlamışlardı.

Öğretmen, ancak sosyal medyada görüntüler paylaşılınca olaydan haberdar olmuştu.

Hatırladınız sanırım…

Olay o kadar çirkin ki, neresinden tutsanız elinizde kalıyor:

Türkiye'nin en saygın üniversitelerinin birisinden mezun olmuş ve yeryüzünün en saygın mesleğini yapmaya çalışan bir kadının sırf görme engelli olduğu gerekçesiyle, 17 yıllık emeğini yok saymak mı?

Çocuğunun öğretmenini gizlice görüntüleyip sosyal medyaya servis eden bir ebeveynin, çocuğuna ahlaklı ve vicdanlı olmayı nasıl öğreteceği mi?

Öğretmenin kırılan onuru mu?

Yoksa öğretmene ve eğitim kurumuna gösterilen saygısızlık mı daha kötü? Hakikaten kestiremiyorum.

Olayın yaşanmasının ardından Reyhan Hanım'la yaptığım telefon görüşmesinde bana söyledikleri hala aklımda ve önemli olduğunu düşündüğüm için tekrarlamak istiyorum;

"Yaşanan bu olaylardan dolayı çok üzgünüm. Çocuklar yemeklerini yetiştiremediği için teneffüse ek zaman vermiştim, görüntüleri o zaman çekmişler ve keserek farklı bir profil yapmışlar sonra da sosyal medyada paylaşmışlar. Bunu yapanın veya yapanların kim olduğunu bilmiyorum. Ben çocukları çok seviyorum onlar da beni çok seviyor.

Bana okul içinde en çok yardım eden, öğrencilerimdir. O kadar ki, yardım etme kavgası olmasın diye sıraya koydum çocukları.

Ben görme engelliyim diye bir istismarları söz konusu değil, aksine daha güzel anlaşıyoruz. Birçok öğretmen arkadaşım çocuklarla başa çıkmanın zorluğundan bahseder. Elbette yaramazlıkları olacak ama bu durumun bana özelmiş gibi lanse edilmesini anlamıyorum.

Görme engelli olmam kötü bir eğitimci olduğumu göstermez, aksine çok iyi bir eğitimciyim. Bugüne kadar da yüzlerce çocuk yetiştirdim."

Aradan tam 7 ay geçti. Peki bu geçen zaman zarfında neler yaşandı dersiniz;

Reyhan Öğretmen, kendisini gizlice görüntüleyen velilerden şikâyetçi olmadığı için velilere herhangi bir soruşturma açılmadı, fakat velilerin şikâyeti neticesinde Karabağlar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, "Reyhan Hanım'ın, öğretmenlik yapıp yapamayacağı konusunda rapor almasını" istedi. Düşünebiliyor musunuz; 17 yıl aktif olarak görev yapan bir öğretmenden görevini yapıp yapamayacağına dair doktor onayı isteniyor. İşin enteresanlığı bununla da bitmiyor, istenilen raporun neticesi beklenmeden bir e-mail geliyor Reyhan Hanım'a…

Gelen e-mail şöyle; "İl Milli Eğitim Maarif Müfettişleri tarafından yapılan inceleme ve soruşturma işlemi tamamlanmış ve Valilik makamınca idari işlerde görevlendirilmesi uygun görülmüştür." Yani, 'Reyhan Hanım öğretmenlik görevinden alınmıştır.'

......

Olayın yaşandığı günlerde, Türkiye Beyazay Derneği Genel Başkanı Lokman Ayva Bey ile yaptığımız istişarelerde ülkemiz adına utanç verici bu meselenin olumlu neticeleneceğini ve Reyhan Hanım'a itibarının iade edileceğini ön görmüştük. Fakat yaşanan gelişmeler neticesinde hayal kırıklığı yaşadığımızı söylemeliyim.

Böyle olmamalıydı ve olmamalı da… Yaşanan bu süreçten utandığımı belirtmek istiyorum. Ülkem adına bu olayın bu şekilde neticelenmesine razı değilim.

Bir vatandaş olarak, Milli Eğitim Bakanımız Sayın İsmet YILMAZ'dan konuyu çözüme kavuşturmasını ve kamu vicdanını yaralayan şu soruların cevabını vermesini rica ediyorum;

- 17 yıl öğretmenlik yapan bir kişiden "Öğretmenlik yapıp yapamayacağına dair rapor istenmesinin" mantığı nedir?
- Bir doktor, neye göre bir insanın öğretmenlik yapıp yapamayacağına karar verecek? Bu konuyla ilgili bir ölçüt var mıdır doktorun elinde?
- Reyhan Öğretmen'in görme engeli, öğrencilere eğitim vermesine engelse, yıllardır ülkemizde İngilizce eğitim verip öğrencilere İngilizce konuşturamayan, Matematik dersi verip Matematik çözdüremeyen, Beden eğitimi dersi verip sporcu yetiştiremeyen öğretmenleri ne yapacağız?
- Okul idaresi velilerin gizli görüntü almasına neden engel olmamıştır?
- Gizli görüntüler nasıl "delil olarak" kabul edilmiştir?
- En önemlisi de, kamu görevi yapan bir öğretmenin görev başında iken gizli görüntülerini çekip sosyal medyada yayınlayan velilere, öğretmen şikâyetçi olmasa dahi neden kamu davası açılmamıştır?

Ayşe Baykal
Hürriyet Sosyal Özel
11.07.2016 Pazartesi

Kaynak:http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/ayse-baykal_535/makale/ milli-egitim-bakani-sayin- ismet-yilmaza-acik-mektup_ 494927