Basın Açıklamasıdır
03.12.2021 / 10:00
3 Aralık Günü, Birleşmiş milletler tarafından 1992 yılından itibaren uluslar arası bir gün olarak tanınmaktadır. Peki bugün engelliler tarafından neden önemsenmelidir. Çünkü engelliler çok uzun yıllar süren bir mücadelenin sonucunda; Birleşmiş Milletler gibi büyük bir organizasyonda sorunlarını dile getirmiş, aslında bir nevi engelli bireylerin varlığının tescili olan, Uluslar arası Engelli Hakları Sözleşmesinin kabulünün önünü açmıştır.
Tabi ki engelli kimseler olarak bizler dünyanın her yerindeyiz ve yaşamımıza değer katabilmek için her an çaba gösteriyoruz. Klasik söylemle; yılın bir günü anılıp diğer günlerde yok sayılmak istemiyoruz ama yine de bu günün öneminin farkındayız. Çünkü yürüyecek yolumuz, söylenecek sözümüz var. Geçmiş dönemlerde, kaderdaşlarımızın ödediği bedeller, engelli bir kısım kimselerin nispeten daha güzel yaşam koşullarına sahip olmasını sağladı. Bizler de tarihe maal olmuş kaderdaşlarımızın açtıkları yolda hedefimizi bıraktıkları yerden alarak ileriye taşıyacağız. Çünkü henüz her şey hala hepimiz için ulaşılabilir değil. Küçük bir kısmımız eğitime erişmiş olabilir, küçük bir kısmımız mesleğimizi icra ediyor olabilir, küçük bir kısmımız iyi yaşam koşullarına sahip olabilir. Ama şunu çok iyi biliyoruz ki çok daha büyük bir kısmımız maalesef temel insan hakkı olan konularda bile büyük problemler yaşamaktadırlar. Eğitime ulaşamayan engelli milyonlarca çocuğumuzun olduğunu biliyoruz, evde bakım ücretine veya engelli maaşına muhtaç bırakılan, evde hapis hayatı süren onbinlerce kaderdaşımızın olduğunu biliyoruz. Metroların, araçların altında kalarak yaralanan, can veren birçok arkadaşımızın olduğunu biliyoruz. Mesleklerini icra ederken mobbinge uğrayan, hatta sahip olduğu mesleğin kendilerine bir lütufmuşçasına sunulduğu, hakkını aramaktan mahrum bırakılan ve küçümsenen dostlarımızın varlığından da haberdarız. En iyi yaşam koşullarına sahip olanlarımızın dahi; bankalarda, noterlerde maruz kaldığı “ikinci sınıf insan muamelesine” tanığız. Bu gibi konularda, listeyi çok daha fazla uzatabileceğimiz sorunlara sahipken kimsenin kenarda durmaya hakkı yoktur.
Bizler, Türkiye Görme Engelliler Derneği olarak;
1. Görme Engelli Okullarına, diğer engelli okullarına ve rehabilitasyon merkezlerine derhal bir çeki düzen verilerek; ülke çapında engelli çocuklara yönelik bir eğitim seferberliğinin başlatılmasını,
2. Engelli bireylerin engelinden kaynaklı, özel gereksinimlerini karşılamaları amacıyla kendilerine “engelli tazminatı” ödenmesini, böylece; kurum ve kuruluşlarla engelli bireyleri karşı karşıya getiren, engellilere yönelik sunulan ücretsiz ve onur kırıcı uygulamaların tamamının bu tazminatla, engelli birey tarafından karşılanmasını ve devletin kendi görevini başka kurum ve kuruluşlara taşere etme yönteminden derhal vaz geçmesini,
3. Meslek sahibi engellilerin mesleklerini icra ederken; ihtiyaç duydukları donanım araç gereç ve eğitimlere erişiminin sağlanmasını ve kurum amirlerinin insafına bırakılmamasını,
4. Engellilere yönelik bir çalışma yapıldığı zaman, alana hakim, engelli köklü sivil toplum örgütleriyle etkin işbirliğine gidilmesini, böylelikle; sorunlara kalıcı ve ekonomik çözümler üretilmesini,
Engelli bireylerin erken yaşta hayata entegrasyonu, engellilerin okul sonrası döneme etkin hazırlanması, engelliliğe yönelik akademik çalışmaların verimli hale getirilmesi, engelli bireylerin kendini, topluma anlatabilmeleri olanağının etkili bir şekilde sağlanabilmesi için; Engelli sivil toplum örgütleriyle hastanelerin, okulların, üniversitelerin ve diğer kamu kuruluşlarının çalışma yapabilmesinin önünün açılmasını,
5. Engellilik raporuyla ilgili yıllardır çözülemeyen bilmecenin artık son bulmasını, görme engellilerin noterlerde ve bankalarda sürekli karşılaştığı onur kırıcı muamele olan 2 şahit olmaksızın imzalarının geçersiz sayıldığı uygulamanın bir an önce nihayete ermesini,
6. Merkezi ve yerel yönetimlerin, yaptığı çalışmalarda, engellilerinde bu toplumun birer paydaşı olduğu gerçeğini göz ardı etmemesini ve zaman zaman hayatımıza mal olan; yollarda, kaldırımlarda, açılıp kapatılmayan çukurlarla, metrolar ve duraklarda var olan risklerin ortadan kaldırılmasını,
7. Sakatlık maaşı başvurularında kriter olarak engellinin hane başına düşen gelirlerinin baz alınması uygulanmasından vazgeçilerek engellinin sadece kendi gelirinin baz alındığı sisteme geçilmesini
Talep ediyoruz. Bahsi geçen konular ve çok daha fazlası için hem işbirliğine hazır olduğumuzu hem de geçmişten bu güne taşıdığımız mücadele geleneğimiz ve bilgi birikimimizle; taleplerimizin biran önce hayata geçmesi için sesimizi yükselteceğimizi bildiririz.
3 Aralık Dünya Engelliler Günümüz, yarına ışık olsun.
kamuoyuna saygıyla duyurulur
Türkiye görme engelliler derneği yönetim kurulu adına Genel başkan Fatih Karadayı
3 Aralık Günü, Birleşmiş milletler tarafından 1992 yılından itibaren uluslar arası bir gün olarak tanınmaktadır. Peki bugün engelliler tarafından neden önemsenmelidir. Çünkü engelliler çok uzun yıllar süren bir mücadelenin sonucunda; Birleşmiş Milletler gibi büyük bir organizasyonda sorunlarını dile getirmiş, aslında bir nevi engelli bireylerin varlığının tescili olan, Uluslar arası Engelli Hakları Sözleşmesinin kabulünün önünü açmıştır.
Tabi ki engelli kimseler olarak bizler dünyanın her yerindeyiz ve yaşamımıza değer katabilmek için her an çaba gösteriyoruz. Klasik söylemle; yılın bir günü anılıp diğer günlerde yok sayılmak istemiyoruz ama yine de bu günün öneminin farkındayız. Çünkü yürüyecek yolumuz, söylenecek sözümüz var. Geçmiş dönemlerde, kaderdaşlarımızın ödediği bedeller, engelli bir kısım kimselerin nispeten daha güzel yaşam koşullarına sahip olmasını sağladı. Bizler de tarihe maal olmuş kaderdaşlarımızın açtıkları yolda hedefimizi bıraktıkları yerden alarak ileriye taşıyacağız. Çünkü henüz her şey hala hepimiz için ulaşılabilir değil. Küçük bir kısmımız eğitime erişmiş olabilir, küçük bir kısmımız mesleğimizi icra ediyor olabilir, küçük bir kısmımız iyi yaşam koşullarına sahip olabilir. Ama şunu çok iyi biliyoruz ki çok daha büyük bir kısmımız maalesef temel insan hakkı olan konularda bile büyük problemler yaşamaktadırlar. Eğitime ulaşamayan engelli milyonlarca çocuğumuzun olduğunu biliyoruz, evde bakım ücretine veya engelli maaşına muhtaç bırakılan, evde hapis hayatı süren onbinlerce kaderdaşımızın olduğunu biliyoruz. Metroların, araçların altında kalarak yaralanan, can veren birçok arkadaşımızın olduğunu biliyoruz. Mesleklerini icra ederken mobbinge uğrayan, hatta sahip olduğu mesleğin kendilerine bir lütufmuşçasına sunulduğu, hakkını aramaktan mahrum bırakılan ve küçümsenen dostlarımızın varlığından da haberdarız. En iyi yaşam koşullarına sahip olanlarımızın dahi; bankalarda, noterlerde maruz kaldığı “ikinci sınıf insan muamelesine” tanığız. Bu gibi konularda, listeyi çok daha fazla uzatabileceğimiz sorunlara sahipken kimsenin kenarda durmaya hakkı yoktur.
Bizler, Türkiye Görme Engelliler Derneği olarak;
1. Görme Engelli Okullarına, diğer engelli okullarına ve rehabilitasyon merkezlerine derhal bir çeki düzen verilerek; ülke çapında engelli çocuklara yönelik bir eğitim seferberliğinin başlatılmasını,
2. Engelli bireylerin engelinden kaynaklı, özel gereksinimlerini karşılamaları amacıyla kendilerine “engelli tazminatı” ödenmesini, böylece; kurum ve kuruluşlarla engelli bireyleri karşı karşıya getiren, engellilere yönelik sunulan ücretsiz ve onur kırıcı uygulamaların tamamının bu tazminatla, engelli birey tarafından karşılanmasını ve devletin kendi görevini başka kurum ve kuruluşlara taşere etme yönteminden derhal vaz geçmesini,
3. Meslek sahibi engellilerin mesleklerini icra ederken; ihtiyaç duydukları donanım araç gereç ve eğitimlere erişiminin sağlanmasını ve kurum amirlerinin insafına bırakılmamasını,
4. Engellilere yönelik bir çalışma yapıldığı zaman, alana hakim, engelli köklü sivil toplum örgütleriyle etkin işbirliğine gidilmesini, böylelikle; sorunlara kalıcı ve ekonomik çözümler üretilmesini,
Engelli bireylerin erken yaşta hayata entegrasyonu, engellilerin okul sonrası döneme etkin hazırlanması, engelliliğe yönelik akademik çalışmaların verimli hale getirilmesi, engelli bireylerin kendini, topluma anlatabilmeleri olanağının etkili bir şekilde sağlanabilmesi için; Engelli sivil toplum örgütleriyle hastanelerin, okulların, üniversitelerin ve diğer kamu kuruluşlarının çalışma yapabilmesinin önünün açılmasını,
5. Engellilik raporuyla ilgili yıllardır çözülemeyen bilmecenin artık son bulmasını, görme engellilerin noterlerde ve bankalarda sürekli karşılaştığı onur kırıcı muamele olan 2 şahit olmaksızın imzalarının geçersiz sayıldığı uygulamanın bir an önce nihayete ermesini,
6. Merkezi ve yerel yönetimlerin, yaptığı çalışmalarda, engellilerinde bu toplumun birer paydaşı olduğu gerçeğini göz ardı etmemesini ve zaman zaman hayatımıza mal olan; yollarda, kaldırımlarda, açılıp kapatılmayan çukurlarla, metrolar ve duraklarda var olan risklerin ortadan kaldırılmasını,
7. Sakatlık maaşı başvurularında kriter olarak engellinin hane başına düşen gelirlerinin baz alınması uygulanmasından vazgeçilerek engellinin sadece kendi gelirinin baz alındığı sisteme geçilmesini
Talep ediyoruz. Bahsi geçen konular ve çok daha fazlası için hem işbirliğine hazır olduğumuzu hem de geçmişten bu güne taşıdığımız mücadele geleneğimiz ve bilgi birikimimizle; taleplerimizin biran önce hayata geçmesi için sesimizi yükselteceğimizi bildiririz.
3 Aralık Dünya Engelliler Günümüz, yarına ışık olsun.
kamuoyuna saygıyla duyurulur
Türkiye görme engelliler derneği yönetim kurulu adına Genel başkan Fatih Karadayı