Toplam Ziyaretçi Sayısı : 199.224    Bugünkü Ziyaretçi Sayısı : 155    Son Güncelleme Tarihi : 30.04.2024
Tel : 0216 345 35 25

TÜRKİYE KÖRLER FEDERASYONU’NDA KARAR VAKTİ

11.12.2018 / 09:00

1976 Yılında kurulan,
1986 2004 yılları arasında ülkemizin görme engelliler alanındaki tek çatı örgütü,
2005 yılında kabul edilen engelliler yasasının hayata geçirilmesinin etkin aktörü,
2007 yılında ülkemizde, Avrupa Körler Birliği’nin genel kurulunu gerçekleştiren,
1996 yılında Dünya körler Birliği’nin genel kurulunda Birleşmiş Milletler tarafından yürürlüğe konulan, bu günkü Engelli Hakları Sözleşmesi’nin bir genel kurul kararı haline dönüşmesini sağlayan,
Türkiye Körler Federasyonu’nun birkaç yıldır devam eden kağıt üzerindeki yaşamını sürdürme hali, 22 aralık 2018 günü yapılacak genel kurul ile bir önemli dönemeçten geçecektir.
Zira:Bu genel kurul ile, ya bu gün yönetimi elinde bulunduran, şeffaflığı, demokrasiyi, çoğulculuğu, uzlaşmayı, hakça paylaşımı, kurumsallaşmayı, engelli hak ve menfaatlerini rafa kaldırılmış bulunan anlayış, güçlenerek yoluna devam edecek ve federasyon yaşasa dahi, parçalanacak,
Ya da, kuruluş nedenine uygun, tüzüğünde belirlenmiş amaç ve çalışma biçimlerine dönecek, yaşanmışların getirdiği kayıpların telafisi için harcanacak zaman ve sancının ötesinde kaybı olmaksızın, yeni ufuklara doğru yola çıkacaktır.
Türkiye Görme Engelliler Derneği olarak, bu federasyonun bir üyesi sıfatıyla, ülkenin en etkin görme engelliler örgütü olmasını arzuladığımız federasyonun kaderinin yazılacağı bu genel kurulda, belki de son defa, yapıcı bir çaba sarf ederek, ya toparlamaya katkı verecek, ya da örgüte veda edeceğiz.
Zira derneğimiz, 2016 yılından bu yana mevcut federasyon yönetim kurulunun çalışmalarını, yukarıdaki eksikleri nedeniyle onaylamamış, düzeltme çabalarından da sonuç alamamıştır.
Sonuç alınamadıkça da, dernek organları tarafından süreç ele alınmış,
08.10.2017 tarihinde yapılan dernek genel kurulunda, gerektiğinde federasyondan ayrılma konusunda seçilen yeni yönetim kuruluna oybirliği ile yetki verilmiş,
Yönetim kurulu ise, bu yetkiyi, ayrılma şekil ve zamanında ihtiyaca göre belirleyeceği koşullarda, kullanmak üzere, oluşturduğu 7 kişilik bir komisyona, 12 mayıs 2018 günü yapmış olduğu toplantıda devretmiş,
Komisyon süreci izlemeye ve işlemeye başlamıştır.
Komisyon, yetkisini, federasyon ile ilgili nihai kararı verme konusundaki en üst organ olan genel kurul sürecinin ardından kullanmaya karar vermiştir.
Sürecinin diyoruz, zira: bizler bir kavganın ve ilkel çatışma yöntemlerinin, camianın prestijini sarsıcı olayların içerisinde olmayı asla düşünmüyoruz ve bunun için de, tüm aşama ve gelişmeleri hassasiyetle değerlendirerek, meseleyi, en onurlu ve saygın biçimde sonuçlandırmayı amaçlıyoruz.
Bu bakımdan komisyon, genel kurul sürecini, öncesinde yapılacak görüşmeler dahil, bütün yönleriyle ele alacak, sonuç alınamayacağının belirdiği koşullarda gerektiğinde genel kurula katılmamayı dahi kararlaştıracaktır. BİZİ BU YOL AYRIMINA GETİREN SORUNLAR NELERDİR?
Peki, yukarıdaki sürece ve bizi bu karar aşamasına getiren sebepler nelerdir?
Bunlar:
1-Üye derneklerin Türkiye Körler Federasyonu’ndan yerine getirilmesini istedikleri 2 temel görev vardır.
A)Görme engelliler alanını temsil eden bir çatı örgüt sıfatıyla, alanın ulusal politikasını oluşturmak, bu bağlamda üyesi olduğu konfederasyonda görme engellileri layıkıyla temsil etmek, merkezi idareler karşısında ise, hak ve çıkarlarımızın korunmasını sağlamaktır. Oysa, Türkiye Körler Federasyonu’nun bu günkü yönetimini elinde bulunduranlar, önce başını çektikleri bir organizasyonla, Engelliler Konfederasyonu’na konfederasyon tüzüğüne aykırı biçimde yeni amaca uymayan federasyonları üye kaydetmişler, konfederasyon tüzüğünü bu biçimiyle kaydedilenlerin oylarıyla değiştirerek, konfederasyondaki temsil biçimini, engel guruplarının federasyonlarının temsil edileceği yer olmaktan çıkartarak, bölgecilik esasına göre oluşturulan federasyonların bileşeni haline dönüştürmüşlerdir. Böylece, Türkiye Körler Federasyonu, bırakın başka mecraları bir tarafa, üyesi olduğu kendi konfederasyonunda dahi görme engellilerin temsilciliğini yapamadığını kabul ederek, yetkilerini farklı engel guruplarından olduğunu var saydığımız, hiç biri meşru genel kurullarını yapmayan anti demokratik bölge federasyonlarına terk etmiştir.
Bütün bu kayıplara, sadece Türkiye Körler Federasyonu başkanı Turhan İçli’nin konfederasyon başkanlığını da alması için rıza gösterildiğini düşünmekteyiz.
2016 Yılından bu yana Engelliler Konfederasyonu ve Türkiye Körler Federasyonu başkanlıklarını elinde tutan Turhan İçli’nin yönetiminde ise,
A.a) Federasyon Engelliler Konfederasyonu tarafından işgal edilmiş, federasyon mülkü, tamamıyla kiralanmışlık görüntüsü ile konfederasyona tahsis edilerek, federasyonun bağımsızlığı ortadan kaldırılırken, kendi evinde tutsak haline düşürülmüştür. A.b) Dönem içerisinde, ne konfederasyon nezdinde, ne de merkezi hükümet karşısında, Türkiye Körler Federasyonu’nun görme engellilerin hakları için bir mücadelesi kalmış, Körler Federasyonu liderleiği, Konfederasyona mahkum, çoğu görüşmelerde kendisini dahi temsil edemeyen bir engelliler konfederasyonu manivelasına dönüşmüştür.
A.c) Buna karşılık, proje (hibe programları) adı altında, oluşturulmuş bir Engelliler Konfederasyonundaki güç sahibinin,burayı araç yaparak, bulduğu kaynaklarla kendini ve görevlilerini abadetme yoluna gittiği iddialarının ayyuka çıktığı bir döneme girmiştir. Hatta öyle bir görüntü ortaya çıkmıştır ki, bu zenginleşme için sanki her yol mübah sayılarak, yıllarca, birbirine hasım gösterilen konfederasyonların ortak isimleri bir araya getirilmiş, adeta usulsüz zenginleşme konusunda 2 konfederasyonun çıkarcı unsurları Engelliler Konfederasyonu tüzel kişiliği şemsiyesi altında uzlaşmışlardır.
İşte onurlu ve ilkesel saygınlığı tarihi boyunca önemsemiş olan Türkiye Körler Federasyonu bu aymazlık ve engelli haklarıyla ilgisiz uygulamalar karşısında başkanlığının ele geçirilmişliği ve işgal altında oluşu ile, tepki veremez bir müstemlekeye dönüşmüştür. Böylece, Türkiye Körler Federasyonu ulusal politika üretme, görme engellilerin temsilini karşılama noktasında hükümsüz hale gelmiştir.
B) Türkiye Körler Federasyonu’ndan beklenen ikinci görev ise, görme engellilerin uluslararası faaliyetlerini düzenlemek ve yurt dışı kazanımların ülkeye taşınmasını, uluslararası arenada ülkemiz görme engellisinin temsilini gerçekleştirmektir. (tıpkı engelli hakları sözleşmesinin temelinin Dünya Körler Birliği genel kurulunda atılışı gibi.) Bu noktada artık bir amacı kalmayan federasyon, çalışmaları tam anlamıyla bir turizm faaliyeti haline dönüştürmüş, Dünya Körler Birliği’nin son genel kurulu için belirlenen adaylar, tüm taleplerimize rağmen ülkenin etkin çevrelerine değil, federasyonun üyelerine değil, Altınokta Körler Derneği’nin üyelerine değil, birlikte tatil yapmayı murat eden bir guruba tahsis edilmiş, hal böyle olunca, bulunamayan finansmanla, tatil sevdası da berhava olurken, ülkenin temsili de engellenmiştir. Derneğimiz temsilcilerinin bu konuya yönetim kurulunda karşı çıkmaları sonucu, birkaç farklık parmak üstünlüğü ile, temsilcilerimizin 3 yıl süreyle federasyon adına görev üstlenmeleri engellenmiştir. Yani: Türkiye Körler Federasyonu için artık Dünya körler Birliği genel kurulu, kafadarların bir Amerika seyahati faaliyetine katılması amacından ibaret hale dönüşmüştür. Dolayısıyla, artık uluslar arası anlamda temsil yeteneği de, belirli fonlardan kaynak alma çabalarının dışında ilkesel bir değer taşımaz hale gelmiştir.
2-Hukuk ve demokrasi sorunu:
A)2016 Yılında yapılan genel kurul sonrasında, federasyon tarihinde ilk defa bir taraf, tahakkümü sağlayabileceği güce erişebilmek adına, federasyon yönetim kurulundaki sayısını Tüzük ihlali yaparak çoğunluğa taşımış, bu durum federasyon içerisinde tamiri güç güven sorunlarına yol açarken, hukuken 6 aylık bir uğraşın sonucunda karşılıklı kopma ortadan kalkmış ise de, gönüllerde bıraktığı kırgınlık ve güvensizlik, tamiri zor bir sorun olarak tarihteki yerini almıştır.
B) Tüm kesimlerin, temsil edilebilmesi için bir meclis gibi çalışmak üzere 26 kişiden meydana getirilen, her derneğin bir başkasına ihtiyaç duymaksızın gücü oranında yönetim kuruluna temsilci verebildiği sistem, 3 yıl boyunca işlemez hale getirilmiş, esasen çoktan tüzük gereği istifa etmiş sayılması icap eden kurul, azınlık katılımları ile yapılan yönetim kurulu toplantı formatındaki etkinliklerin, karar defterlerinin şehirler arası imzaya dolaştırılması yoluyla, muvazalı biçimde işbaşında kalmış, katılımcılık, farklı görüşlerin ifade edilmesi, görevlerin hakça paylaşılması gibi ilkeye dayalı uygulamaların şartları ortadan kaldırılmıştır. C) Dönem içerisinde üye derneklerin muhalif olanlarının iç işlerine karışmak alışkanlık haline dönüşmüş, önce, Çağdaş Görmeyenler Derneği’nin bir üyesi olan Kaya Sertkaya derneğinin rızasının dışında federasyon yönetim kuruluna alınmış, sonra derneğimizin bazı şubelerine yönelik operasyonlara kalkışılmış, bunlardan Çanakkale şubemizin işin içerisine dahil edilmeye çalışıldığı bir projede derneğimiz tüzel kişiliğinin devre dışında bırakılması için ciddi çaba gösterilmiştir. Bu konuda örgütler içerisinden yaratılmaya çalışılan işbirlikçilerin şehvetini köpürtmeye yönelik ve örgütlerinde bir bölen haline gelmeleri için teşvik edilenlere, zaman zaman delege oylarının ceplerinde olduğu megalomanisine kapılarak, federasyon başkanlığı taahhüdünde dahi bulunulur haller yaşanmıştır. Bu bağlamda delegelerimizden kendisine, derneğimizin 3 şubesinin desteğini arkasına alması halinde, derneğimize rağmen kendisine federasyon başkanlığının verileceğine ilişkin vaatlerde, bu dönemin ilkleri arasında yer almıştır.
D) Yaklaşan genel kurul ile birlikte artık yüksek sesle federasyon tüzüğünün değiştirilmesi amaçlanmakta ve dillendirilmektedir. Şüphesiz toplumların ihtiyacı zaman içerisinde değişir ve bu ihtiyaçlara uygun yeni çalışma koşulları ve kuralları gerekli olabilir. Bu bağlamda, ihtiyaç duyulabilecek tüzük değişikliklerinin yapılmasına elbette olumlu bakmaktayız. Ne var ki, pansuman niteliğindeki ihtiyaç olmayan bazı değişikliklerle kamufle edilerek, tüzük değişikliklerinin nasıl yapılacağına dair düzenlemenin ortadan kaldırılmak istendiğinin elbette ki farkındayız. Zira, tüm ihla ve uygulanmayan demokratik kurallarına rağmen federasyon tüzüğünün değiştirilmesi nitelikli bir çoğunluğun değişikliği kabul şartına bağlıdır. Yani: 350 federasyon delegesinin 234’ü genel kurulda bulunmadıkça tüzük değişiklikleri görüşülemez. Şimdi ise, tüzüklerin basit çoğunluklar eliyle değiştirilmesi, hatta gece baskınlarıyla toplanacak genel kurullarda değiştirilmesinin koşulları oluşturulmak istenmektedir. Böylece, adı ve temsil ettiği kesimler nedeniyle değerli ancak, yönetiliş şeklinden başlamak üzere, üyelerin haklarına kadar, tüzükteki tüm düzenlemeleri, baskın gurubun kontrolündeki basit çoğunluk marifetiyle yapma, böylece, şantaja boyun eğmeyenlerin ötekileştirildiği, göze girenlerin kayrıldığı bir sistemi federasyona ithal etme çabası verilmektedir.İtirazlarımıza gelen cevap ise, “biz tüzüğü değiştirelim. Siz gidin hakkınızı yargıda arayın oluyor. Yani, artık arzu edilen şey, amaç birliği nedeniyle değil, gönül birliği nedeniyle değil, yargı yoluyla sağlanacak mecburiyetlerin gerektirdiği kadar bir arada durma isteği. Oysa hepimiz biliriz ki, hiçbir mutluluğa giden yol yargı eliyle tanzim edilmez, yargı bir meseleye, birlikte davranma ve anlaşmazlığın hakim olduğu koşullarda bakar. böyle bir zorunluluğun bir arada tutacağı hale gelmiş isek, doğru olanı federasyondaki yollarımızı ayırmaktır. 3-Şüphesiz uğraş alanı yukarıda anlatılan işlere tahsisli bir federasyonun, görme engellilerin sorunlarına ilişkin çalışmaları ya cılız kalmakta, ya da yapılamamaktadır. Daha da ötesi, güven ve inancını yitirmiş yahut, verilen her desteği bir çıkar yahut siyasi emelin aracı haline dönüştürüldüğünü gören temsil edilen kesim, çalışmalara destek vermemektedir.
Sonuç:
A)Türkiye Körler Federasyonu, tüm tarafların kendilerini ifade edebilecekleri bir yönetim yapısına kavuşmalı, yönetimde tarafların ihtiyaçlarıyla örtüşen azami güce sahip olmasının yolu açılmalı, ivedi olarak görme engellilerin gündem ve öncelikleri belirlenerek, bir sivil toplum kuruluşu kimliği ile, ortak amaçların gerçekleştirilmesi için ilkesel çalışmalara yönelmelidir.
B)Derneğimiz tarafların uzlaşarak değiştirilmesine karar verdikleri tüzük maddelerinin dışındakilerinin değiştirilmesini desteklemeyecek, tüzüğün değiştirilmesiyle ilgili maddeyi ise, basit çoğunluğun değişiklik yapabilmesini tehlikeli ve birleştirici bulmadığından kırmızı çizgisi olarak kabul edecek, mevcut kurallara aykırı yapılacak tüzük değişikliklerini ise, yargıya taşımak yoluna değil, birlikte yaşama imkanının kalmadığı anlamında yorumlayarak, federasyondan ayrılacaktır.
C)Tarafların ve federasyon yöneticilerinin diğer derneklerin içişlerine karışmalarının engellenmesi için, örgütlerin meşru temsilcilerinin yetkilerini peşinen kabul ettiklerini bir genel kurul kararı haline dönüştürülmesini, gelen şikayetlerin ise, özel olarak değerlendirilmesi ve gerektiğinde konuyla ilgili araştırma ve incelemeye de yetkili olacak, kamu oyuna açıklama yapabilecek bir komisyonun, her dernekten temsilcinin bulunacağı koşullarda genel kurul tarafından seçilmesini ve görevlendirilmesini önermekteyiz.
D)Dernekler, toplum çıkarları karşısında şahsi itiraz ve hesapların öne çıkmaması adına, delegelerden özel yahut ticari yakınlığı bulunanların birlikte aynı organda yer almaması konusunda ortak teminat verici bir protokol yapmalı, buna aykırı davranan kesimlerin istifaları istenmeli, gelecek şikayetlerle ilgili, yukarıdaki komisyon yetkili kılınmalıdır.
E) Bundan böyle uluslar arası örgütler ve ilişkilerde, tüm talep eden tarafların temsilcilerinin yer alması, bir genel kurul kararıyla teminat altına alınmalı, bu hak gerektiğinde federasyon dışından kurum ve kuruluşlar ile şahıslarada kullandırılmalıdır.
F)Türkiye Körler Federasyonu’nunda kurucuları arasında yer aldığı Engelliler Konfederasyonu, maalesef aradan geçen 12 yıl gibi kısa bir sürede kuruluş amaçlarından kopmuş, dejenere olmuş, tek adamcılıkla, otoriter ve hukuksuzluğa yönelmiştir.
Bu nedenle,
1-Türkiye körler federasyonu, alacağı bir genel kurul kararıyla yönetim kurulunu görevlendirmeli, 6 aylık süre içerisinde, konfederasyonun gerçek amacına döndürülmesi konusunda çalışmalar yapmalı, sonuç alınamadığında konfederasyondan ayrılmalıdır.
2-Federasyon adına Engelliler Konfederasyonunda görev yapanların en çok yarısı federasyon yetkili organlarına seçilebilmeli, temsil makamlarında hiçbir biçimde aynı kişiler yer almamalıdır.
3-Türkiye Sakatlar Konfederasyonu’ndan ayrılma nedenlerinin birebir farklı kişiler üzerinden, Engelliler Konfederasyonu’ndada ortaya çıktığı anlaşılmakla, konfederasyonların yapısı ve zafiyetleri konusunda bir araştırma ve çalışma yapılmalı, 2 konfederasyonun birleştirilmesi konusunda somut adımların atılması sağlanmalıdır.
4-Esasen engelli örgütlerini zayıflatmayı amaçlayan, konfederasyondaki çıkar odaklarının, aykırı düşünenleri cezalandırmak için bir araç olarak kullandıkları, sürdürülebilirliği ve geleceği olmayan engelli meclisleri projesindeki, federasyon temsilcileri, örgütümüzün gelecekte bu bataklıktan etkilenmemesi için görevden ayrılmalı, ayrılmayanlarla Türkiye Körler Federasyonu organik ilişkisini kesmelidir.
5-Türkiye körler Federasyonu’nun Konfederasyon tarafından bir an önce boşaltılması sağlanmalıdır.
6-Genel kurulun Engelliler Konfederasyonuyla ilgili bir karar almaması veya oluşturulan organların bu kararın gereğini makul süreler içerisinde yerine getirmediği koşullarda, derneğimiz, sürece yapmış olduğu katkıları gözden geçirecektir.
Türkiye Görme Engelliler Derneği, genel kurul ve federasyona ilişkin tavrını, yukarıdaki görüşlerimize verilecek tepki yahut cevaplar doğrultusunda belirleyecek olup, federasyonumuzdaki sorunların bundan 30 yıl öncesinin sorunlarıyla örtüşüyor olmasından duyduğu üzüntüyle, o günkü savunduğu çizgisinde durarak, konuların ilkesel çerçevede çözümünü arzulamaktadır.

KAMUOYUNA SAYGIYLA DUYRULUR.